Etiket: Zeytinyağı fiyatları

  • Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanından fiyat uyarısı

    Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanından fiyat uyarısı

    Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı (UZZK) Konseyi Başkanı Mustafa Tan, “Zeytinyağında Türkiye fiyatları dünyayla paralel gidiyor. Hatta geçen sene düşüktü bile. Önümüzdeki sene fiyatların makul bir seviyeye geleceğini düşünüyorum. Tüketicimiz ‘İşte şu fiyatlara gelecek’ gibi söylemlerle korkutuluyor.” dedi.

    Tan, Türkiye’nin zeytin üretiminde dünyadaki örnekleri gibi “var” ve “yok” yıllarını yaşayan bir ülke olduğunu söyledi.

    Son 10 yılın “yok yılları”na bakıldığında zeytinyağı üretim ortalamasının 164 bin ton olduğunu belirten Tan, bu yıl ise “yok yılı” olmasına rağmen 180 bin ton rekolte beklendiğini dile getirdi.

    Tan, diğer ülkelerin geçen seneyi de kayıpla geçirdiğini aktararak, “Yaklaşık 180 bin ton stok var, bu yıl da 180 bin ton toplamda 360 bin ton ürünümüz olacak. Bunun 160 bin tonu iç tüketimde gider. Aynı zamanda geçen yıl 1 milyar dolara gittiğimiz rekor ihracat da 150 bin tondu. Onu da üzerine eklersek 310 bin ton yapar. Gelecek yıl öncesi elimizde 40-50 bin ton zeytinyağı bile kalabilir.” ifadelerini kullandı.

    Sahte ve katkılı zeytinyağlarına karşı da dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Tan, “Zeytinyağında Türkiye fiyatları dünyayla paralel gidiyor. Hatta geçen sene düşüktü bile. Önümüzdeki sene fiyatların makul bir seviyeye geleceğini düşünüyorum. Tüketicimiz ‘işte şu fiyatlara gelecek’ gibi söylemlerle korkutuluyor, çocukları korkutur gibi. Her şeyin fiyatı maliyetleri oranında artıyor.” diye konuştu.

    Tan, zeytinyağı fiyatlarıyla ilgili spekülatif söylemlere karşı uyarıda bulunarak şöyle devam etti:

    “Fiyatlar piyasada oluşur, ‘şöyle olacak, böyle olacak’ demek spekülatiftir. Bu yanlıştır. Nitekim birçok kuruluşumuz fiyatlarını açıklamaya başladı. Onlar da ticaret yapıyorlar. Ticareti kurallarına göre, maliyetlere bakarak üretici kuruluşları üreticilerin de haklarını savunarak ve aynı zamanda basiretli bir tüccar gibi de hareket ederek fiyatlar açıklıyor. Fiyatlara baktığımız zaman dünya piyasalarıyla benzeşen fiyatlar. Bu yıl kaliteli yağların miktarı çok az. Mesela 295 lira fiyat var, bu fiyat en kaliteli grubun fiyatı. Normalde 1-1,5 asitler 200-250 lira civarında.

    Bu yıl rekolte tespit çalışmalarını eylül ayında yaptıklarını, 180 bin ton zeytinyağı, 442 bin ton da sofralık zeytin rekoltesi beklediklerini anlatan Tan, iç piyasa fiyatlarının makul seviyede olmasının tüketimin artması için önemli olduğunu vurguladı.

    “FİYATLAR ÜZERİNDEN KONUŞMAMAK LAZIM”

    Zeytinyağının dünya genelinde borsasının olduğunu belirten Tan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Fiyatlar üzerinde spekülatif konuşmalar görüyorum. Burada somut olarak gördüğümüz, birkaç firmanın açıkladığı fiyatlar var. Çünkü ticaret yapılıyor. Üreticiden alım fiyatları var. Hem sofralık hem de zeytinyağı bölümünde Marmarabirlik ve Tariş’in açıklamaları var. Ben o birliklerin yapısını iyi bilen biriyim. Onlar daima dünya fiyatlarına bakarlar. Üretici maliyetine bakarlar ve üreticinin geçim standardını da düşünerek makul oranda bunu artırırlar ve fiyatlarını barem bazında verirler. Bu fiyatların içinde hangi kalitede yağlar olduğu da önemli. Bugünlerde bu firmaların açıkladığı en yüksek fiyatlar telaffuz ediliyor. Bu yanlış. Ortalama biz hangi yağdan, ne kadar alıyoruz. ‘İşte bu kadar çok fazla fiyat artacak’ filan deyip zaten zeytinyağına artmakta olan ilginin azaltılması noktasına gelinebilir. Bu konuda hassasiyetle durulması lazım. Fiyatlar üzerinden konuşmamak lazım.”

    “DÜNYA FİYATLARIYLA ORANTILI GİDİYOR”

    Tan, fiyatların yükselmemesi için hükümetin önlemler uyguladığını dile getirerek, “Ne yapılırsa yapılsın fiyatlar dünya fiyatlarıyla orantılı olarak gidiyor. Peki neden yükseliyor? Dünyada yokluk var, dünya fiyatları ondan yükseliyor. Gelecek yıllarda da yokluk olabileceği endişesi var. Çünkü 500 yılın en yüksek en kurak yıllarını yaşadı İspanya, İtalya, Tunus. Bu durumda o endişe var. Tüketimi çok fazla artıramıyorlar çünkü fiyat artışındaki nedenlerden birisi de bu. Ülkemizde ise üretim maliyetlerimiz yüksek. Ülkemizde zeytincilik yapılan alanların yüzde 75-80’i dağlık yerlerde ve burada zeytin de az olduğu için normalde 10 liraya mal olacaksa kilogramdaki hasat maliyeti 30 liraya kadar çıkabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

  • İklim krizi zeytin hasadını vurdu: Fiyatlarda rekor artış

    İklim krizi zeytin hasadını vurdu: Fiyatlarda rekor artış

    Ulusal Zeytin Konseyi Antalya Temsilcisi ve Güney Akdeniz Rekolte Tespit Komisyonu Üyesi Zafer Tan, dünyadaki zeytin üretiminin iklim krizinin etkisiyle ağır bir darbe aldığını söyledi. Fiyatların artışa geçtiğini de ifade eden Tan, “Zeytinyağı fiyatları son bir ayda rekor derecede yükseldi.” dedi.

    Aşırı sıcakların etkisiyle iklim krizi Akdeniz ülkelerini vurdu. Krizin vurduğu Akdeniz ülkelerinde zeytin üretimi ise neredeyse durma noktasına geldi. Türkiye’de de durum aynı seviyede ve bu yıl üretilen zeytinin büyük bir kısmı ihracata gidiyor.

    Türkiye’de de iklim krizi nedeniyle verimin düştüğünü ancak bu etkinin Avrupa’daki kadar yüksek olmadığını ifade eden Tan, “Ülke genelinde zeytin üretimimizde ortalama yüzde 50’ye yakın düşüş var. Bu sert düşüşe rağmen biz yine de dünyanın zeytin üretimini karşılayabilen Akdeniz ülkelerinden daha iyi durumdayız. Son mahsul ürünlerimizin tamamına yakınını dünyaya ihraç etmiş bulunmaktayız. Zeytinyağının sahip olduğu özelliklere göre sızma yağa daha çok talep geliyor. Toplama zeytinden ziyade dökme zeytin ihracatı daha yoğun” dedi.

    İklim krizinin vurmuş olduğu ülkelerde zeytin üretiminin yok denecek bir seviyeye gelerek durma noktasına kadar ilerlediğini belirten Tan, “Bu sezonda üretilen zeytinin çoğunu ihracat için gönderdik. Bu yıl talep önceki yıllara oranla çok daha yüksek. Bunun da sebebi pazarı elinde tutan İspanya ve İtalya’da kuraklıktan dolayı rekoltenin yüksek derecede dramatik bir şekilde düşmüş olması. Geçen yıl kışın soğuk geçmesi nedeniyle zeytin ağaçları uyudu. Bu yıl ise küresel ısınmanın etkisiyle ağaçlar uyumadı, zeytin ağaçları için hasatla birlikte sürgün devam etti. Zeytinler çiçek verdi ama boş çiçek verdi. Mevsim geçişlerini hissetmeyen zeytin ağaçları meyve vermedi” diye konuştu.

    “ZEYTİNYAĞI FİYATLARI ARTIŞA GEÇTİ”

    Tüm dünyada zeytin üretiminde yaşanılan büyük kaybın fiyatlara olan etkisinden de bahseden Tan, “Bu durumun etkisiyle birlikte zeytin ve zeytinyağı fiyatları son bir ayda rekor derecede artışa geçti. Dünya piyasasında zeytinyağının litre fiyatı 4 euro iken bir anda 8 euro’ya çıktı. Sezonda 75 liraya sattığımız zeytinyağı, şu anda 165 liraya toptan satılıyor, perakendede ise 200 lira civarında” uyarısında bulundu.

    Bu yıl iklimin etkisiyle yıllık hasadın olağanüstü derece düştüğünü, dış pazar talebinin ise diğer yıllara oranla daha çok arttığını belirten Tan, stratejik adım atmanın önemini, “Tüm dünyada iklim değişikliğinin, mevsim dışı, dengesiz hava sıcaklığının yıkıcı etkileri olduğu bir gerçek ve İspanya, İtalya gibi zeytin pazarında büyük payı olan ülkeler daha çok etkilendiğinden dolayı Türkiye bu yıl bu pazarda meydana gelen boşluğun bir kısmını doldurdu. Dünyada yerel ürünlere olan ilgi de artıyor. Talep bu kadar yüksekken, zeytini toplayacak işçi bulmakta bile zorlanıyoruz. Bu fırsatı iyi değerlendirip, tanıtıma ağırlık verip, markalaşalım. Doğru adımlarla, sofralara zeytin gönderen temel pazarlardan biri olabiliriz. Elimize geçen fırsatları değerlendirebilirsek çok daha iyi yerlere gelerek markalaşabiliriz” şeklinde ifade etti ve vatandaşlar ile üreticilere de mesajını vermiş oldu.

    “MAHSUL AZALDI”

    Mahsulün azaldığını dile getiren Tan, “Son beş yıldır eylül ayında üretim yapan, Antalya’dan Mardin’e kadar olan Güney Akdeniz’de zeytin üreten 10 ilin üretim grafiğini raporluyoruz. Güney Akdeniz’de üretim yoğunluğu gösteren iller sırasıyla; Hatay, Mersin, Antalya, Gaziantep, Osmaniye, Adana ve Maraş’ta. Akdeniz’de zeytin üretimi yapılan şehirlerde kurulan bahçe sayısı arttı ancak yine de hasat edilen zeytin mahsulü azaldı. Geçen yılın sadece yüzde 50’sini hasat edebilirsek bizim açımızdan başarı olarak görülebilir. Marmara’da; Tekirdağ, Çanakkale, İzmit, Güney Doğu’da ise Mardin ve Urfa da zeytin üretimi bakımından önemli şehirlerden bazıları. Bu yıl bütün bu şehirlerde ortalama yüzde 50 rekolte kaybı yaşadık” diyerek tekrar mahsulün azaldığının altını çizdi.